Bu Blogda Ara

31 Mayıs 2012 Perşembe

ÖFKEM KORKUMLA BÜYÜYOR


Bir günlük olma yolunda adım adım ilerleyen bu sayfada son birkaç günün getirdiği yeni korkularımla yazıyorum.

Hiç olmadığım kadar öfkeliyim, hiç olmadığım kadar korku dolu. Başkalarının korkularıyla besleniyor, öfkemi onlarla büyütüyorum. İlk kez bu kadar keskin hissediyorum değişeni; beni değiştirmek istiyorlar, biliyorum. Benden başlasınlar ki, her şey değişsin. Bir kadın olarak ben, kadınlığımdan korkuyorum.

Küçükken dinlediğim hikayelerle, bu düzene olan öfkemle büyüdüm ben; korkularım sonra başladı. Çocukken gök gürültüsünden bile korkmazdım; ama “iyi” bir üniversite kazanamamaktan korktum lisede. Üniversitede başarısız olmaktan korktum. Parasız kalmaktan korktum sıkça, zaman zaman kaldım da.

İşsiz kalmaktan korktum sonra. Bir işe girdim; onların inandıklarına inanmadığımdan, eleştirmekten kaçınmadığımdan, kısacası kendimi saklayamadığımdan işten atılmaktan korktum. Neredeyse o da oluyordu.

Başka bir işe geçmiştim ki, yaptığım işten tatmin olmayıp daha üretken olmak istediğimi söyledim. Sonra yine korktum işsiz kalmaktan.

Şimdi yeni bir işte yeni bir başlangıç yapıyorum. Ama tam da bugünlerde yeni korkularla tanıştım. Ben bu ülkede kadın olmaktan korkuyorum. Gerçekten yapabileceğime inandığım bu işe girebilmek için kırk takla attım. Çünkü kadın dediğin, yarın bir gün evlenip işi bırakır. O zaman bırakmazsa, eninde sonunda çocuk yapacak, kesin bırakır. Ah yine bırakmadı diyelim; süt izni, şu bu derken asla bir erkek kadar verimli çalışamayacaktır. Sanki kadına bu rolü biçen kendisiymiş gibi. Ben, bir iş görüşmesinde, karşımdakini evlenip işi bırakmayacağıma ikna etmeye çalıştım!

Bir de üstüne patlayan kürtaj gündemi... Bir yandan ya çocuk yapmak istersem diye işe alınmazken, bir yandan yapmak istemesem bile zorunda bırakılıyorum. Ben, bir gün –o imzayı atmadan ya da atarak- seviştim diye bir çocuğa mahkum edilmekten korkuyorum. Bir gece kuytuda tecavüze uğramaktan korkarak yaşadığım bu ülkede, şimdi bir de o gecenin bir yükünü daha bedenimde taşımak zorunda kalmaktan korkuyorum. İstemediğim bir gebelikten kurtulmak için çabalarken sağlıksız yollarla ölüp gitmekten korkuyorum. Başka koşullarda büyüseydim namus cinayeti gibi korkularım da olurdu; ama bu koşullarda neyse ki sadece çevremin bana olası bakışlarından korkuyorum.

Bu korkular büyütüyor öfkemi. Hiç istemediğim kadar istiyorum bu düzeni alaşağı etmeyi. Hiç hissetmediğim kadar hissediyorum; iyiye, doğruya güzele olan o büyük ihtiyacı.

Ama öfkem yetmiyor.  Sadece ben olursam yetmez. Oğulları bir hiç uğruna öldürülen anaların, eve ekmek götürememekten korkan babaların, yarış atı gibi koşturulan öğrencilerin öfkesiyle birleşmem lazım. Başka öfkelerle yan yana durmam gerekiyor. Sizinkilerle mesela…

Başlayalım bir yerden! Bu Pazar günü, kürtaj hakkını savunmak için buluşarak başlayabiliriz belki?

Yardımınıza ihtiyacım var! Korkularından arınmış insanlar olabilmek için.. Hiç olmadığımız kadar özgür insanlar.